Wednesday 5 January 2011

EVIMIZ COLDE


EVIMIZ COLDE
‘’Evimiz Hollywood’da’’ diye yillar once bir Amerikan tv dizisi vardi. Hatirladiniz mi?  Hollywood’da yasayan bir gurup Amerikan gencinin maceralarini anlatirdi. Bugunku yazinin basligini o diziden esinlenerek belirledim.
Evet bizim de evimiz COL’de .Bugun sizlere yeni evimizden sesleniyorum.En sonunda, uzun aramalarimiz sonunda buldugumuz evimize, tasinabildik. Asagi yukari 1 hafta boyunca cok yogun bir sekilde ev aradik. Ama ne arama.Basimiz gozumuz dondu. Bu arada, bazen cok komik, zaman zaman da tum hijyen duygularimizi ayaga kaldiran, eve ulastigimizda hemen banyoya girip dus almamiza neden olacak kadar irite eden olaylar ile karsilastik. Bu maceralar ayri bir yazi konusu. Baktigimiz evlerin spektrumu oldukca genisti. Esyasiz ve klimasizdan baslayip,  full esyali, apartman, tower ve villa tipi olana kadar devam ediyordu. Esyasiz ozellikle de klimasiz olmasini garipsemeyin lutfen. Uzun yillar kalmayi planlayanlar daha ekonomik olmasi bakimindan tercih ediyorlarmis.  Aslinda biz de birara dusunduk. Yaptigimiz hesaba gore yaklasik 1 veya 1.5 yil icerisinde esyalar kendilerini amorti ediyorlar. Esyali ve esyasiz ev kiralari arasinda  min.2000 QR fark oluyor. Bu arada buranin para birimi Riyal. Suudi Arabistan, Iran da kendi Riyallerini kullaniyorlar. Ama hepsinin degeri farkli.               Parite  1 QR=2.51 TL. Yani ayda 800TL daha az para oduyorsunuz. Bizi esyasiz ev bakmayi dusunduren diger bir neden ise esyalari kendi zevkimize gore seceriz fikri idi. Daha once ev esyalari ile ilgili dusuncemi sizlerle paylasmistim. Ancak fiyat ve model arastirmasi yapmak icin bir aksam burada cok meshur olan Homes R’ Us magazalarina gittik. Marka Amerikan ama modeller inanilmaz Arap isiydi. Dusunun gece guzel bir sekilde uyuyup dinleneceksiniz. Gidin bu yatak odasi takimina bir yatin, uyunurmu bilmem ama uyunsa bile inanilmaz kabuslar goreceginize bahse girerim. Kahverenginin en kahverengisi ve en oymalisi. Bana Izmir fuarindaki Lunaparktaki korku tunelini animsattilar nedense. Sanirim renkleri nedeni ile. Bu ulke insanin koyu rengi cok sevdigini kesfettim.Soyle ki kolonya aldik o bile koyu sari. Bu arada Turkiye’de de, burada da ozellikle de burada yasayan Turkler arasinda cok moda olan meshur towerlarina baktik. Esyalarinin eski ve dairelerin kucucuk olmasinin yanisira bu towerlar bizde bambaska bir stress olusturdu. Soyleki kendi towerinizda mutlu mesut yasarken hadi bir havuzuna gireyim deseniz acik alanda bir yan tower kafaniza dusecekmis gibi durdugunu goruyorsunuz. Biz alismisiz tek katli eve. Her tarafta gogu delmis gibi duran towerlar bizi basti. Neyse tam parametreler birbirine cok karismis, bir turlu hicbiri icimize tam olarak sinmiyor ve Kaan’in servis problemi nedeni ile artik bir an once karar vermemiz gerekiyor ne yapmali nasil karar vermeli diye kafamiz oldukca karisik bir halde dusunurken su an yasadigimiz evi gorduk.Hepimiz birden cok begendik. En onemlisi iki katli villalardan olusan compound denilen kucuk bir site icerisinde. Alt ve ust katlari ayri evler.Girisleri de farkli. Evimizin kapisi direct disariya aciliyor. Bu benim icin cok onemli idi. Hava alabilecegimi hissettim. Cunku burada evlerde camlar cok kucuk hemen hemen yok gibi. Pencere camlari da ayrica disaridan icerisi gorulmesin diye film ile kapli. Karilari ne kadar da kiymetli bu adamlarin. Bizim bundan onceki evimizin salonunun disariya bakan penceresi bile yoktu. Dusunun bag, bahceden gitmisim. Surekli pencerelerimiz aciktir. Ayrica burada hic gunesi ve yildizlari direct gormuyorsunuz. Col kumu havada hep asili partikul halinde duruyor. Bu durum havayi hep kapali, gri yapiyor. Hava cok sicak olmasina ragmen gunes bakildiginda siluet gibi gorunuyor.Bu nedenle  gunesin yakici etkisi de olmadigi soyleniyor. Bu tanrinin bir lutfu sanirim. Aksini hayal dahi edemiyorum.Hakikatten ben de disarida bulundugumuzda hava yaklasik 40C sicak ve nemli oldugu halde bir yanma duygusu almadim. Yani zaten piril piril bir gunes yok havada, birde pencereler kucuk ve film ile kapli. Tam depresyonluk.  Turkiyenin en cok havasini, meyve - sebzesini ozluyorum. Urla’daki gokyuzu dunyanin neresinde vardir.O mavinin ve beyazin temizligi ve netligi inanilmazdir. Sanmayin ki buraya geldim de ozlemden boyle dusunuyorum. Orada iken de degerinin oldukca farkinda idim. Yoksa hergun iki saat yola nasil katlanalabilirdim.
Neyse geleyim evimize. Dedigim gibi iki katli villalardan olusan bir compound icerisinde. Evin onunde kocaman bir palmiye var. Bu bana EFES’teki ofisimi hatirlatiyor. Su an cok kucuk oldugundan pek anlasilmiyor ama saniyorum begonvil de dikmisler. Bu da ayni. Kapiyi aciyoruz bahceye cikiyoruz. Yeni bir site. Biz tasinan 3. eviz. Bizden sonra tasinmalar devam ediyor.Genelde Avrupalilar tercih ediyorlar. Su anda Italyanlar,  Hollandali ve bir Fransiz gorduk. United Nations gibi.Bir hafta icerisinde yasayanlar icinde tek kadin bendim bugun bir kadin daha gordum.  Adamlar gunduz yok. Evleri hep kapali sadece aksam geldiklerinde bol bol spor yapiyorlar. Baktim yeni tasinilan bir evin yarim gun boyunca kapisi acik kaldi. Hayret  kapi acik bu evde bir farklilik var derken, teyzem cikmis kapinin onune, eline de almis kitabini, okurken guneslendigini gordum. Kadinlar yasadiklari yerlere canlilik getiriyor dogrusu. Ben de arada kapinin onune cikiyordum ama simdiye degin hic bu kadar rahat olmamistim. Ayrica guneslenmek de zor bu ulkede cunku havada asili kum taneleri nedeni ile gunes  direct olarak gorulmuyor demistim. Ama soguk bir ulkeden geliyorsa onun icin ilginc olabilir.
Evimizin karsisi spor merkezi. Icersinde her turlu spor aleti var. Ust kati sosyal alan. Yan tarafi havuz ve ayrica barbeku yapmak icinde ayri bir bolum var. Ayrica 24 saat guvenlik ve tamir imkani sunuyor. Herhangi bir arizada hemen geliyorlar. Nepalli iki ustamiz var. Jim diye asyali tombis bir site sorumlumuz var ki, genelde tum sismanlarda oldugu gibi oldukca sevimli birisi. Evde her seyi ilk kullaniyor olmak cok hostu. Ikinci hosluk ev tamamen temizlenmis hatta yatak carsaflari bile serili oldugu halde verilmesi idi. 6 kisilik yemek ve catal bicak takimi ile birlikte. Tencereler filan. Biz elektrik supurgesi, kettle, tost makinasi, buharli pisirici,camasirlik, birkac ufak mutfak gereci ha birde utu aldik.
Bir de buradaki evlerde muhakkak duvarlarda tablolar asili oluyor. Sanirsiniz ki Ronesans Italya’da degil de Katar’da olmus. Bu tablolar evin niteligine gore degisiyor. En kulustur evde bile var. Yani catal, bicak gibi birsey.  Tablolar salonda,  biri oturma digeri de yemek grubunda olmak uzere toplam iki tane, yatak odalarinda da kac yatak varsa yataklarin uzerinde birer tane. Her evde ayni yerlerde  ama hep salonlarda manzara resmi, yatak odalarinda ise surrealistik resimler. Manzara resimleri dag, bayir, tepe. Ama deniz, gol, su birikintisi bile degil. Adamlarin resimlerinde bile su yok. Bizim eski  evimizde eskiden Turkiye’de de olan roproduksiyon kucuk bir manzara resmi varken simdiki evimizde orjinal resimler asili idi ve kirlenmesin diye naylon ile kaplanmisti. Bu tablolar o kadar standart , hayal gucunden uzak ve renkleri mobilyaya uygun ki mobilya magazasindan mi aliyorlar diye dusunuyorum. Yani koltuk takimi aliyorsunuz tablosu ile birlikte. Herhalde her mobilyacinin bir ressami var. Mobilya tamamlaninca cagiriyorlar ‘’ Hey ressam bey …….. renkleri hakim bir resim yaparmisin lutfen?’’diye hayal ediyorum durumu. Ha birde mobilyalar koyu renk olunca resimlerde buna parallel koyu renk tabiki.
Tasinmak cok kolay oldu.Ben zaten altyapiyi hazirlamistim.  Kemal kontrati imzaladim, hazirlan 15 dakika sonra oradayim deyince hazirlamis oldugum esyalarin yarisini  alarak Kaan’in okul cikisina yetismek icin hizlica evden ciktik. Kaan’i da alip yeni evimize  geldik.Yaptigimiz ilk kesif sonrasi acil alisveris listesi olusturduk. Kaan ile Kemal kalan esyalari almaya ardindan acil alinacaklar icin alisverise gidip donunceye degin ben hemen evde bir dezenfekte olmus bir alan yarattim. Ilk anda yasanacak bir alan yarattiktan sonra  aksam mutluluk ile kendimize guzel bir raki- balik ziyafeti cektik. Yasadigimiz bu siradisi tasinma cok hosumuza gitti dogrusu. Insan bu yasa gelince sanirim hayati kendine zindan etmeden kucuk mutluluk yaratma pesinde oluyor.
Hafta sonunu evde Kemal ve Kaan’in rahatini bozmadan sakin, huzurlu gecirdikten sonra onlar is ve okula gidince ben basladim temizlige. Ev her ne kadar temizlik yapilmis olsada burada temiz – kirli veya oranin bezi buranin bezi tasasi yok. Temizlik islerini yapan Pakistan- Hindistan ve ozellikle de Filipinliler son derece rahat insanlar. Tabiki bu durum da tam bana gore. Birisine anlatip sinir olmaktansa simdilik kendim yapayim dedim. Ev ne kadar temiz olursa olsun benim su dezenfeksiyon takintim ve nasil temizlendigini tahmin ettigim icin evi kirkladim.  Ama baktim ben cok rahatlar diye dusundugum Kemal ve Kaan’da da ayni tedirginlik var. Neyse 2-3 gun boyunca evi dezenfekte ettim.
 Duzenimiz kurduk cok sukur. Evimiz Kaan’in okuluna 2.5 km. uzaklikta oldugu icin hemen Kaan’a bir dag bisikleti aldik. Sabah babasi ile gidiyor. Arabanin arkasina koyuyorlar bisikleti okulda guvenlige teslim ediyorlar. Okul sonrasi Kaan atlayip geliyor. Yolculugu yaklasik 5 dakika suruyor. Arkadaslarinin servisi kalkmadan once Kaan evde oluyor.Okulun yanina tasinmakla cok iyi yaptigimiz dusunuyoruz. Aksi takdirde sabahlari 05:45 te servise binmis olacakti.Ve sabahin korunde cocuklari toplamak icin tum sehri dolasarak min. 1 saat serviste vakit gecirecekti. Donuste de yine min.1 saat. Servis parasindan da kurtulmus olduk. Benzinin bu kadar ucuz oldugu bir ulkede aylik 1200 QR. Azimsanacak bir rakam degil.Yaklasik  1.5 aylik servis parasina bisiklet alarak olayi da yillardir istedigi sekle sokmus olduk. Kaan bu isten cok memnun. Hatta sabahlari da bisiklet ile gitmek istiyor.
Okula da oldukca alisti. Ogretmenleri de gayet memnun. Matematik ogretmeni defterine guzel bir not yazmis. Burada dikkat ettigim egitimciler son derece tesvik edici. O kadar duzeyli ve tesvik edici davraniyorlar ki ogrenciler hata yapmamak icin oldukca caba gosteriyorlar goruntusu var. Gidip konusunca Kaan’in ivir zivir dersleri hayatindan cikartarak yogun Ingilizce vermeye basladilar. Simdilik problem yok. Bu arada Basketbol’da okul takiminin kaptani olmus. Cuma gunleri de acik sahada futbol yapiyorlar. Biyoloji Laboratuvarinda balik kesip incelemisler. Baska hayvanlari da keseceklermis. Tabiki koyun filan degil. (Arap ulkesi olunca akliniza gelmis olabilir diye dusundum.:))
Simdilik tek problemimiz ( sadece Kaan ve benim icin ) internet. Site yeni oldugu icin telefonlar yeni baglandi. Bugun yarin internet bekliyoruz.  Oturdugumuz bolge sehir disinda yuksek katli binalarin olmadigi villa , malikane gibi evlerin oldugu bir bolge. Yesil, agac , bag- bahce, bortu -bocegi cikarin Narlidere, Urla, Guzelbahce gibi bir yer. Tabiki onemli bir fark var. Inanamiyacaksiniz ama COL. Yani colun tam ortasindayiz. Etrafta alisveris merkezi, kafe gibi yerler yok. O nedenle internete 1 haftadir giremiyoruz. Bu hafta son olmasini diliyorum. Qtel(katar telekomun) basina her gun eksiyoruz ama… Arap ulkelerinde yavas olmayi ogreniyoruz.  Bu arada devlet ev ve isyerlerinden yapilan telefon gorusmelerinden ucret almiyor.
Ev ararken Kemal benim oyalanmam icin sehir merkezini dusunmus hep. Ama ben sehir merkezlerini sevmedigim icin, ayrica Lojistik acidan burasi daha anlamli oldugu icin burada olmayi onerdigimde Kemal canin sikilabilir cikip dolasacak yer yok, ayrica buralarin kum firtinalari meshur. Kum firtinasi olursa mahsur kalabilirsin deyince cok guldum. Bu kadar da koruma duygusu fazla idi. Ama anlayin artik o kadar col.
Col diyorum ama kumu oyle bildiginiz renk degil. Kirecli- killi beyaz bir toprak gorumunde. Ne burada ne de Abu Dhabi ve Dubai’de bugune degin hayal ettigimiz colu goremedim. Diger taraflarda da hani Texas’da gecen filmlerde gorursunuz ya col ama calili. Yani soyle purussuz kumlu bir col gormek henuz kismet olmadi. Belki daha icerlerdedir. Ayarlayabilirsek col safari yapmak istiyorum.
Buraya gelirken Digiturk’u getirmistik ama baglatamadik. Aslinda Ingilizcemizi ilerletmek icin baglatmayi da dusunmuyorduk. Evde uydu araciligi ile 1000 kanal aliniyor, ancak Turkiye’den sadece benim ilk kez gordugum TRT Turk kanalini alinabiliyor. Saniyorum TRT Int’in yeni versiyonu.Turkiye ve tum dunyadan son derece ayrintili haberler veriyor. Ayrica cok hos bilgilendirici  sohbet programlari var. Ornegin gecen gun anayasada eski ile yeni HSYK durumu tartisildi.
Cok igrenc arap kanallari var. Ayrica bir de bazi Turk dizilerini arap kanallarinda goruyoruz. Bizim sanatcilara arapca seslendirme yapiyorlar. Cok komik oluyor. Bu arada burada alisveris merkezlerinde THY reklaminda Kivanc Tatlitug’un resmi var. AVM’ye bir giriyorsunuz kocaman bir Kivanc Tatlitug sizi karsiliyor. Kendisini gorunce, hic boyle dusunecegimi sanmazdim ama,  sanki akrabami gormus gibi oluyorum. Biz BBC, Dubai one, Fox serisi ve birkac kanali daha takip ediyoruz. Dubai One, da cok guzel filmler oluyor. Burada hayat cok sakin oldugu icin bol bol film izliyoruz. Ingilizce yayin takip etmenin gercekten cok faydali oldugunu hissediyorum. Ozellikle de Kaan acisindan. Simdilik Digiturk’u taktirmamakla iyi ettigimizi dusunuyoruz.
Daha once bahsettigim uzere evin karsisi spor merkezi. Icerisinde spor aletleri hani su olcup bicenlerinden dolu. Para pul isteyen yok. Tum gun bombos duruyor. Yani artik kacacak yerim kalmadigindan spor yapmaya basladim. Aslinda cok da zevk aldim dogrusu. En guzeli de ailecek yapmak oluyor. Kemal ve Kaan benim performansima inanamadilar . Olacam bir Nadya Komanachi. Gectigimiz yil Cinde yapilan Olimpiyatlarda bir bayan yuzucu vardi. 42 yasinda. Cocuk mocuk sonrasi tekrar yuzmeye karar vermis. Hemen onumuzdeki Olimpiyatlara hazirlanmaliyim. Yuruyus banti diye bir sitil de yok ki. Bende yurume bantinda iyi oldugum icin kivirta kivirta yurume maratonu var ya (adini bilmiyorum) ona katilayim bari.(Kaan soyledi postaci yuruyusuymus.)
Yazimi bitirirken bu arada okudugum bir kitapla ilgili dusuncelerimi paylasmak isterim.  Buraya gelirken cok sevdigim bir dostum hediye etmisti. Hanefi Avci’nin meshur kitabi.”Halicte Yasayan Simonlar”. Kesinlikle okumanizi tavsiye ederim. Turkiye’de neler oluyormus  inanamazsiniz. Hanefi Avci’nin adini duyuyordum ama ne yalan soyleyeyim hic bir fikrim yoktu. Kitabi okuyunca epeyce oldu. Simdilerde de baska seyler one surup aslinda kitapta yazdiklari nedeni ile iceri aldilar biliyorsunuz. Gelismeleri takip ediyorum. Yazdiklari epey ses getirecek.Lutfen okuyun. Gorustugumuzde tartismak isterim. Aslinda disarida olsa kendisine de birkac soru sormak isterim.
Yazilarimi sizlerin vakitlerini almamak icin cevap yazanlara gonderiyorum. Herkesin isi gucu cok.  Rahatsiz etmek istemem. Aslinda hedefim kendi Blogumun olusturmak. Adresini vereyim isteyen girsin okusun. Hele su internet baglansin yapacak cok sey var.
Ilk yazidan sonra cok hos geri donusler aldim. Hic  hayal edemeyecegim son derece duygusal tepkiler aldim.  ‘’yazilarin devamini bekliyoruz nerede’’ diye mailler aliyorum. Oldukca uzun yazdigim icin cogunlukla print edip evde, bos zamanlarda okunuyormus. Benim de tanidigim es dost akrabaya da okuyan var. Onlardan da selam ve sevgiler aliyorum, iletiyorum. Ben halimden memnunum sizlerinde oldugunuzu dusunuyorum.
Hepinizi sevgi ile kucakliyorum. Vaktiniz oldukca cevaplarinizi bekliyorum.
Sevgilerimle,  KIZGIN COLLERIN CILGIN FATIHI NESE…

No comments: