Thursday 12 February 2015

BİR RESMİN ARDINDAN...

Aşağıdaki resime iyice bakınız lütfen.
Neler görüyorsunuz?


Burası bir devlet okulunun önü ve saat'te okulun çıkış saati civarı.

Bu fotografta neler size ilginç geliyor?

Bana göre  tam da Katar'lıları anlatıyor.

ÇÜNKÜ,

1) Devlet okulu olmasına rağmen arabaların hepsi 4*4.
2) Kullananlar hepsi şoför ve maaşları arabanın tekerleğinin parasından azdır.
3) Okulun dışında park edilecek çoook geniş bir alan olması nedeniyle çıkacak öğrencileri o geniş alanda bekleyebilecek iken illa da okulun bahçesine birbirini ezerek girip orda beklemeye çalışıyorlar. Prens ve prenseslerin üç adım dahi yürümesine kıyılamıyor. Üstelik de hava çok güzel olduğu halde.

Hiç üşenmedim. Arabamı park edip şu anın fotografını çektim.

Fotoğrafları çekerken bir korna sesi duydum ama açıkçası hiç üstüme alınmadım.
Tam arabama binerken buraların en meşhur arabası Toyota Land Cruiser içinde bir Katar,'lı arabayla yanıma gelmiş bana sesleniyor ve hafif kızgın modda neden fotoğraf çektiğimi soruyor. Buralarda foto çekmek çok zor. Hele kadınların, kızların mümkün değil. Burasının bir erkek okulu olduğunu düşünüp ulu orta çekivermiştim. Zaten ortada öğrenci de yoktu.  Arabalarda genelde şoförlerin olduğunu görünce de daha da rahatlamıştım. Demek aralarında ebeveynler de varmış.

Siz olsaydınız ne cevap verirdiniz?

Şey benim bloğum var da bu resmi oraya koyacağım altına da      '' işte tipik Katar'' yazacağım.

Aklıza bile getirmeyin!!!

Hemen ''ben öğretmenim bu okulun isminin resmini çektim. Bu okula öğretmen olarak başvurmak istiyorum da'' deyiverdim. Bana baktı baya inceledi. Aklına başka soru gelmedi sanırım tekrar aynı soruyu sordu. Ben de aynı cevabı tekrarladım. Akıllı, başka cevap vereceğimi mi düşündü?
Cevabımdan tatmin olmayınca ne sorsam ne sorsam diye düşünüp buraların meşhur sorusu olan  ''nerelisin'' diye sordu.(iyi bir dedektif olamazmış sanırım.)  Hoşuna gidecek cevabı biliyordum. Hemen ''TURKİYA'' şeklinde cevapladım. Ohhh ''are you muslim?'' Artık öğrendim artık öyle ''yes it is a pencil'' kıvamında yanıtlamıyorum ve çoşkulu bir tonda ''Alhamdulilllah,  I'm Muslim'' diyorum. Tabiki böyle söyleyince bütün kapalı kapılar açılıyor. Burada da aynı şeyi uyguladım ve o kızgın adam gitti. ''Vallah, Shukran'' demeye başladı. Konuşma biraz daha ilerlese çocuklarına özel ders isteyecek gibiydi.
Alın size bir gariplik daha. Türk'seniz, Müslümansanız kapılar açılıyor. Ama sanmayın ki tüm Müslümanlara. Hintli, Pakistanlı, Nepal'lilere o kapılar açılmazken bir İngiliz'e rahatlıkla açılabiliyor. Tıpkı İstanbul ve Mekke mikroplarının onlara zarar vermeyeceğini düşünmeleri gibi.
Bu konuda yazacak çok şey var. Renkler, dinler ve milletler ayrımcılığı başlı başına bir başlık.



3 comments:

Gul said...

Haha tam Qatar'li davranisi:)

neş' said...

Kitabını yazarım.;)))

Unknown said...

Büyük fotografida görmek gerekir aslında daha önyargisiz objektif bakabilmek adına.