UMRE
Mekke’deki 2. günümde Tur yetkilileri haber gönderdiler bu
akşam saat 23;00’da 3. ve son Umre’mizi yapacağız diye. İlk anda neden saat
23;00 diye içimizden geçirdik. Ancak sonradan düşününce grup halinde yapılacağı
için, grubun kalabalıkta dağılmasını önlemek için gündüze göre nispeten daha
sakin olan gece saatlerinin seçildiğini anladık.
Açıkçası ben daha önce Kabe’yi Tavaf edince Umre oluyor
sanıyordum. Kısaca özetlemek gerekirse Umre’nin iki tane şartı var. 1) İhrama
girmek 2) Kabe’yi tavaf etmek.
İhrama girmek için şehrin dışındaki altı Mikat noktasından
birine gitmek gerekiyor. Mikat ise, bir
işi yapmak için gidilen yer ve zaman
demek. Yani ihrama girildikten sonra, Umre yapmaya niyetlenmek için gidilen
yer. Bu noktalar, Mekke dışından Medine, Hindistan-Uzak Doğu, Afrika, Yemen,
Irak yolları üzerinden Mekke’ye gelen Müslümanlar’ın yol güzergahlarında. Mekke’ye mesafeleri 54 ile 450 km. arasında
değişiyor. En uzağı Medine’nin 11 km. güneyinde bulunmakta. Biz o gece Hz.
Ayşe’nin kullandığı Mikat noktasına gidecekmişiz.
Gündüz vaktimizi Kabe’de ibadet ederek geçirdik. Akşam
vakitlice palas’ımıza ;)) döndük ki Umre’den önce dinlenebilelim diye. Ancak
otelde dinlenme, uyuma diye bir şey mümkün değil. Gece yarısı bile odaya giren
çıkan, koridorlarda yüksek sesle konuşan, kapıları kırarcasına vurup çalan ve
kapıyı kırarcasına çaldığı yetmiyormuş gibi bir de yüksek sesle ses ile
içerdeki kişiye seslenen insanlardan dinlenmek ne mümkün. Napalım gülüp
geçiyoruz. Burası böyle bir yer. Kesinlikle kötü ve bencil değiller. Aksine çok
sevgi dolu, paylaşımcı yurdum insanları. Kendi içinde bir ekosistemleri var.
Bozmamak ve doğalı izlemek en iyisi. Bir daha hayatta ben böyle bir yerde
bulunamam herhalde, bu şansımı değerlendirmeliyim diye içimden geçiriyorum.;)))
Buranın adını da koydum. İslamik Hostel.
En sonunda madem dinlenemiyoruz kalkalım hazırlanalım bari
dedik. Önce ihrama girmek gerekiyor. Bunun için de boy abdesti alıp niyetlenmek
lazım. Sonrasında tırnak kesmek, kokulu sabun dahi kullanmak yasak. İhram demek
Allah’ın huzuruna en yalın haliyle, ölüme hazır gibi olmak demek olduğu için
kafanızda veya beyninizde her türlü kötü söz ve düşüncenin de olmaması
gerekiyor. Tamamıyle bedensel ve zihinsel arınmışlık hali.
Kadınların ihramlarında erkekler gibi özel kıyafet
giymelerine gerek yok. Sadece tesettürde olmaları yeterli. Bu tesettürde benim
için en büyük problem isyankar saçlarım. Anlamıyorum hemen görülüyor. Hiç
beceremedim şu saç bağlamayı doğrusu.
Muhakkak bir süre sonra eşarbım kayıyor. Ve kaç kere tanımadığım
insanlar ve hoca tarafından uyarıldım. Bu konuda çok hassaslar.
Saat 23;00’te yola çıkıyoruz. Yolda tur başkanımız bize
açıklayıcı bilgiler veriyor. Umre’nin iki farzını gerçekleştirip, Sa’y
yapacağız ve son olarak da ihramdan dua ederek ve saçların ucundan bir miktar
keserek çıkacağız diyor. Saçların ucundan bir miktar kesilmesi veya erkeklerin
tamamen saçlarını kestirmesi, Allah yolunda saçımı verir gibi canımı da veririm
deyip, dökülen her saç teli günahlardan kurtulmayı temsil ediyormuş. Başın
tamamen kazıtılması ise Allah huzurunda başı açık - yalın ayak diye tabir
edilen muhtaç oluş anlamına geliyormuş.
Bu arada bir gözlemim oldu onu paylaşmak isterim.
Kabe’ye bazı erkekler (özellikle de Pakistan’lılar sanırım) saçlarını
kazıtmış, bıyıksız fakat sakallı, hatta bazılarında sakallarına kına yakılmış
olarak hazırlanıp gelmişlerdi. Aralarında bazıları oldukça eğitimli insanlar
gibi görünüyorlardı.
Cami’ye gidiş yolunda Hoca Umre hakında gerekli bilgileri verdi, sonra arta kalan
vakitte dualar, ilahiler söyledi.
Yaklaşık yarım saatlik bir yolculuktan sonra Mikat
noktasındaki camiye vardık. Burada Umre için niyetlenip iki rekat namaz kılınıyor.
Niyet edilirken Allah’tan yapılacak Umre’nin kabul ve kolay edilmesi dileniyor.
Tavaf yapılırken de aynı. Kabul edilmesi tamam da kolay edilmesini dilemek bana
ilginç geldi doğrusu. Sanırım, sağ salim, sorunsuz bitirebilme dileği.
Başımızda hem tur yöneticisi, hem de Diyanet’ten de bir hoca
var. Tur yönetici ihrama girmemiş. Umre’yi bize Diyanet görevlisi yaptıracak.
Bu arada Diyanet Türkiye’den giden ve 40 kişiyi aşan her gruba bir din
görevlisi veriyormuş. Tur’u denetlemek için.
Namaz kılıp niyetlendikten sonra, otobüslerimize binip
Kabe’ye (Mescid’i Haram’a) geldik. Hoca ile birlikte niyetlenerek hep birlikte
Tavaf yaptık. Tavaf sırasında hocamız ilahiler ve dualar okudu. Çok da güzel
bir sesi varmış. Dolayısı ile bizim kendi başımıza yaptığımız Tavaf’lardan daha
coşkuluydu. Bitince bitirebildik çok şükür deyip kabul olması için dua edildi.
Ardından iki rekat namazı kılındı.
Bundan sonraki aşama Sa’y yapmak. Safa’dan başlanıyor ve
Safa’da bitiriliyor. Toplam 7 tur. Her biri 350 metre. Yaklaşık 2,5 km. kadar
bir yol. Yarım saat- kırkbeş dakika kadar sürüyor. Başlamadan ve bitirince yine
kolay ve kabul olması için dua ediliyor. Erkekler, Hz. Hacer’in yaptığı gibi
düzlükte hafif hızlanıyorlar. Kadınlardan sanırım koşarken vücut hatları belli
olmasın diye böyle bir şey istenmiyor. Ancak ben yapan kadınlar gördüm.
Gerek Tavaflarımızı gerekse Sa’y’ı annemle el ele kol kola
yapmak unutulmazdı. Kendisi dizlerinden ameliyatlı olup her iki dizinde de
34’er dikiş olmasına rağmen nerdeyse benden hızlıydı. Birlikte olmanın
motivasyonu ile çok çok iyi bir performans gösterdi. Hoca ‘’kızın geldi diye
uçuyor gibi yürüyorsun’’ bile dedi.
Sa’y yaptıktan sonra Umre’mizin kabul olması için duası
yapıldı. İhram’dan çıkmak için erkeklerin birkaç tutam saçları kesildi.
Kadınlar da bu işi otele bıraktılar. Böylece İhram’dan çıkılmış oldu.
Allah Kabul Etsin.
Turun son Umre’sine yetişebilmem büyük şanstı. Çünkü, Mikat
noktasına gidip, bu kadar özel duaları olan bir ibadeti ben nasıl tek başıma yapardım.
Ancak, bu işi bilip birkaç kez Umre’ye gelmiş olanlar kendi kendilerine
yapabiliyorlardı.
Umre yolunda tur sahibi ile tanışma fırsatımız oldu. Çünkü,
kendisi diğer bir turu karşılamak için Medine’deymiş. Aslında kendisiyle vize
işlemlerim sırasında otel rezervasyonu için telefonda görüşmüştüm. Gelip
annenizle kalabilirsiniz ancak bunlardan rezervasyon filan beklemeyin gibi
genel bir görüşmemiz olmuştu. O görüşmeden sonra ben adamla bir daha
konuşamadan çat kapı gelmiş ve otelde kalmaya başlamıştım. Bu nedenle de biraz
tedirgindik.
Neyse, Mikat noktasındaki camide durunca annemin ilk işi
adamın yanına gidip geldiğimi haber vermek oldu. Tabiki ben de yanındayım.
Borcumuz neyse ödemeye hazırız dedik. Kendisi bizim hiç beklemediğimiz bir
yaklaşım göstererek ‘’bir anne kızı buluşturup birlikte Umre yapmalarına vesile
olmanın mutluluğu bize yeter, sakın böyle bir şey teklif dahi etmeyiniz
darılırız, güceniriz lütfen rahat rahat kalınız ve yemeklerden , her türlü
ikramlarımızdan rahatça faydalananınız’’ dedi. Şaşırdık. Hiç böyle bir şey
beklemiyorduk doğrusu. Ne kadar ısrar etsek de mümkün değil kabul etmedi. O
zaman turdaki misafirlere ikram yapabilirmiyiz diye sorunca ‘’ aaa işte ona
karışmam istediğinize, istediğiniz ikramı yapabilirsiniz’’ dedi. Biz de
hocalara ve yolculara dönüş yolunda arabada yiyip, içecek bir şeyler almaya
karar verdik. Ve gerçekleştirdik. Böylece bizim de gönlümüz huzura kavuştu. İyi
bir şey yapalım derken yanlış bir şey yapmamış olduk.
Aslında, turlar odaları kapattığı ve odada 3 kişi için daha yer
olduğu için ben tur yöneticisine fazladan bir zarar vermediğimi düşünüyorum.
Bu konuşmadan sonra, Cami’den
Ka’be’ye giderken Tur Yöneticisi, eline mikrofonu alarak beni otobüste anons
etti. Bugün burada Allah’ın izniyle çok güzel bir olaya tanıklık etmiş
bulunuyoruz deyip, taa Katar’dan annem
ile Umre yapmaya koşup geldiğimi, ne mutlu anneme, bana ve bu işe vekil
oldukları için onlara ve şahit oldukları için de yolculara deyip herkesi
coşturdu. Çok komik ama durumu bilmelerine rağmen herkes ilk kez
duyuyormuşçasına bizi coşkuyla
alkışladı. Bana da yılın evladı ödülü verecek kadar sevgi gösterisinde
bulundular. İçimden sadece ‘’Canım Türkiye’m’’ demek geldi.
Bu kadar plansız
programsız kelle koltukta gidipte böyle sonuçla karşılaşmak benim için tam bir
sürpriz oldu.
Otele vardığımızda saat 02;30 olmuştu. Ben, annem ve oda
arkadaşımız ihramdan çıkmak için sırasıyla birbirimizin saçlarından birer tutam
kestik. Birbirimize ‘’çok şükür’’ deyip sarıldık ve bu görevi de huzur içinde
bitirmiş olmanın mutluluğu ile yataklarımıza çekildik.
2 comments:
Allah herkese sizin gibi hayirli evlatlar nasib etsin Nese hanim.Anneyle birlikte bu gorevi yerine getirmek super birsey.
Çok teşekkürler. Ayça Hanım siz misiniz? Acemi yazar olarak okuyucularım pek olmayınca herkesi tanıyorum ve tanımak istiyorum.
Post a Comment