Sunday 5 July 2015

ÜRDÜN - 5 - Vadi Rum

Vadi Rum
Petra yolculuğu sonunda sürünür vaziyette kendimizi otelimize zor attık. Bırakın üstümüz, başımızın  o kadar toz toprak içinde olmasını, ayakkabının içine giren kumlar tırnaklarımı inanılmaz çizmişti. 
Kendimize gelmemiz epey vakit aldı.
Ahhh bu Vadi Rum'u dün yetiştirebilseydik çok iyi olacaktı. Hiç olmazsa Petra'yı daha sakin dolaşabilirdik. 
Başka vakit olmadığından bir süre dinlenip, kendimize gelebilmek için birkaç fincan kahveyi ardı ardına içtikten sonra  sonra yola koyulmak gerekti. Yine taksi ve UBERsiz. Önümüzde 1.5 saatlik bir yol vardı. Güneye doğru, Akabe yolunda dolayısı ile sınıra yakın yol aldık. Aslında neredeyse Ürdün'ü boydan boya dörtte üçünü görmüş olacaktık.



Manzara çok az yeşil. Tarım ve hayvancılık alanları epey azdı. Katar'da Ürdün'den ithal edilen et ve tarım ürünleri de hep marketlerde yer aldığı için açıkçası ben gelmeden önce epey yeşil bir yer olarak düşünüyordum. 
Yollarda en ilgimizi çeken sınıra yaklaştıkça Polis kontrollerinin sıklaşması idi. Şoförümüz, güvenliğin sağlanması nedeni ile bu işten memnundu. Bu arada şoförümüz İngilizce bilmediği için de muhabbetimize doyum olmuyordu. Arabamız da, şoförümüz de her an yıkılacak gibi duruyorlardı.

Vadi Rum'u gezmeden önce bilgi vermek isterim.
Vadi bildiğimiz Vadi, Rum'da Arapça Ay demek. Ay takvimi de, Rumi Takvim olarak bilinir ya. Yani Ay vadisi. Bir de Aramice yükseklik demekmiş. Yani Vadi'deki yükseklik. Burası aslında bir çöl vadisi. Akabe'ye yaklaşık 50km., Amman'a da 250km. uzaklıkta. Çöl'ün ortasında inanılmaz kaya tepeler'den oluşuyor ve yaklaşık 720km2. genişliğinde olduğu söyleniyor. En yüksek noktası, 1784m. yüksekliği ile ülkenin en yüksek ikinci noktası.

Doğayı tarif ve anlatabilmek için önce internetten bulduğum profesyonel fotoğraflardan yararlanmak istiyorum. Çünkü, benim acemi olanaklarımla aşağıdaki pozu yakalamam mümkün değil.





Şimdi gelelim benim çektiğim fotolar ile gezmeye. Girişte biz.


Giriş yine üçretli ve 4*4 arabalar ile birlikte kişi başı 35 JOD. Yaklaşık 133 TL. Süre 1,5 saat. Epey pahalı. Hadi dedik 4*4 araba ile gezeceğiz olabilir. Parayı ödedikten sonra arabamızı gördük. Sanırım tekerlek icatından sonra çıkan ilk modeldi.
Biraz gittik. Zaten hemen su kaynatmaya başladı. 35 yaşındaymış. Hiç bir şey demedik. Sanki aile büyüğümüz gibi kendisine hürmette kusur etmedik.

Vadi Rum bir köyün kenarında kurulu. Köyden birisi şoförümüz ve arabanın sahibi ve aynı zamanda rehberimiz. Gözlerinde dolar işaretleri ile dolaşan cinlerdendi.
Vadi girişinde köyün okulu,

Evler ve insanlar çok bakımsızlardı.


Başladık gezmeye, doğa olağanüstü değişik görüntüsü ile büyüleyici. Size her türlü olumsuzluğu hemen unutturuyor.






















Tepelerden gün batımı doğaya bakmak inanılmazdı.

Turlar değişik alternatifler sunuluyor. Bizimkisi süre azlığından en kısa olandı. Min. 1,5 saatlik olmak üzere 4-5 saatlik, günlük, deve ile olandan gece yatılı olana kadar her türlü alternatifte tur bulmak mümkün. Aşağıda  gece kalabilmek için düzenlenmiş kamp. Kalanlardan dinlediğimiz kadarı ile gece yıldızlar müthişmiş. Çok güzel bir deneyimdi diye anlatıyorlardı.

Vadi Rum, sıradışı doğası ile bildiğimiz bir sürü Hollywood filmlerine sahne olmuş. Bunlardan bazıları;
Arabisatan'lı Lawrence -1962, Çöl tutkusu-1998, Kızıl Gezegen- 2000 (Mars olarak), Transformers- (Mısır olarak),Prometheus gibi.

Arabistan'lı Lawrence deyince kendisinin 1917 ve 1918 yıllarındaki Arap özgürlük hareketi sırasında buradan defalarca geçtiği söylenmekte. Kayanın birinde de onunla ilgili olduğu söylenen Arapça yazılar yer alıyor.

 Petra'dan 1.5 saat yol alarak gittiğimiz Vadi Rum gezimiz toplamda 2 saat sürdü. Dönüşte bizi oldukça maceralı 4-5 saatlik Ölü Deniz yolu bekliyordu. Teoride akşam 8'de Ölü Deniz'de kalabalık bir arkadaş grubu olarak yenilecek bir yemeğe katılacaktık. Heyhaaaaatttt!!!

1 comment:

Anonymous said...

Oralara gitmekten ürken için, ben gibi; rahatlatan bir gezi. Resimler anlatım çok hoş. Tesekkurler